Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için su yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma…
Dost Bildiklerim
Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim
Hepsi varken baharımda, yazımda;
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim
Nerede o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim
Meydana çıkalı asıl çehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim
Korkar oldum bana " dostum " diyenden
Yoksa yok olandan, varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim
Gözlerde Sevişmek
Seninle yaşanacak bir aşkın
öyküsünü
Bir giz gibi derinden dün yaşattı gözlerin
Sunduğu sevinçlerle o eşsiz bahar günü
Yemyeşil bir adaktı, bir murattı gözlerin.
Acılar uzaklarda,
mutluluklarsa yakın
Bir kaç saat içinde kaç yıldı yaşattığın
Gözlerime sevgiyle bakarken, bana aşkın
Ölümsüz olduğunu hatırlattı gözlerin.
İçimde tek sen vardın,
düşüncemde yalnız sen
Birbirimizden uzak yaşadığımız o en
güzel yıllarımızı elemle düşünürken
Hem ağladı sessizce, hem ağlattı gözlerin.
Gözlerim Gözlerinde
Hep böyle çocuksu mu
bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi
ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığın
eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninle elem
nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini.
Acılar Denizi
Ben acılar denizinde boğulmuşum
İşitmem vapur düdüklerini, martı
çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka
kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için
ağladıklarını
Ölüyüm çoktan, bir baksana
gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam
kırıklarını
bu ne karanlık, bu ne zindan
gece böyle
Bütün gemiller söndürmüş
ışıklarını
Ben acılar denizi olmuşum,
yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir
zemberek
Baksana; herkes içime dökmüş
artıklarını
bu karanlık bitse artık, bir ay
doğsa
Bir deli rüzgar çıksa; alıp
götürse
Yılların içimde
bıraktıklarını...
Ötesi Yok
Aşk için yeryüzünde
uzaktan ötesi yok
En uzun gecelere şafaktan ötesi yok
Yaklaşanlar tanrıya o gerçek aşıkladır
Nehirlerce denize varmaktan ötesi yok
Taş bir duvardır her gün dikilen karşımıza
En ulu ağaçlara yapraktan ötesi yok
Elverir bunca keder, yeter bunca ayrılık
Tutuşmuş bir dal için ocaktan ötesi yok
Ne çıkar bu son ateş isterse hiç sönmesin
Yanan için çöllerde sıcaktan ötesi yok
Elbette ömür biter, can gider ey sevgili
Aşkı sende bulana topraktan ötesi yok
Sessizce Ölmek
Doğarken mi başladı benim son yolculuğum
Ondan mı öyle geçti o garip çocukluğum
Masallarla düşlerle beni hep aldattılar
Yaşadığım; en büyük yalandı biliyorum
Boşluğu kucaklardım uzatsam ellerimi
Düşsem diye beklerdi pusuda bir uçurum
Kol gezerdi çevremde acılar ölüm gibi
Ben ondan böyle kaldım, ondan karardı ruhum
Yağmur mu yağmazdı ne, tarlalar mı çoraktı
Neden hiç yeşermedi serptiğim onca tohum
Şimdi ölen bir şey var içimde azar azar
Ha söndü ha sönecek yıllar önce yanan mum
Susmayın biliyorum, ben bir yalan dünyada
Gürültülü yaşadım, sessizce ölüyorum
Yıkılış
Günahım, vebalimdin
Kızımdın kimi zaman
Kız kardeşim
Yada sevgilimdin
Hiç bir şeyim değildin
Belki de her şeyimdin
Çirkinimdin,
Güzelimdin
Sevgide iki gözüm
Dostlukta iki gözüm
Dostlukta sağ elimdin
Dilim dilimdin
Öpüşürken
Yüreğime serilmiş
Nakışlı bir kilimdin
Deli olurdum
Bir gün görmesem
Hasretimdin,
Hayalimdin
Bir başkaydı
Kavuşmalarımız
O zamanlar çılgındım
Delindim
Şimdi bakıyorum da
Geldiğimiz yere
Soruyorum
Sahi sen kimdin?
Ne Yapsam, Neylesem, Ne
Söylesem
Ne yapsam dönüp dolaşıp sana geliyorum
Avuçlarımda ateş, gözlerimde sitem
Ve hep o şarkı dudaklarımda belli belirsiz
Ne yapsam, neylesem ne söylesem.
Değişen sadece ellerim, gözlerim değil
Ayakkabım, gömleğim boyunbağım, elbisem
Her şey iğreti şimdi, herkes yabancı bana
Ne yapsam,neylesem, ne söylesem
Bütün günlerimi aldın gittin,bütün
akşamlarımı
Oturmuş üstüme boğuyor beni her gecem
O renkler yok, o hayaller yok, o düşler yok
Ne yapsam, neylesem, ne söylesem
Nereye vardıysam o yangın oradaydı
O sevmek,o alevler, o cehennem
Baksana,küllerim savruluyor gökyüzüne
Ne yapsam, neylesem, ne söylesem
Sen bir yalnızlıktan artık, ta şuramda bir
hançersin
Çıkaramam seni bağrımdan ne kadar istesem
Vur, öldür dilersen, beni bırakma tek
Ne yapsam, neylesem, ne söylesem
Kavuşma Günü
En güzel gülüşünle karşıla beni
İşte geldim yanına yorgun ve yitik
Yılmışım, yıkılmışım, kahrolmuşum
İçimde tarifsiz bir gariplik
Anlamaya çalış bir şey sormadan
Yaklaş yanıma, gözlerime bak
Dağıt saçlarını çocuklar gibi
Sonra başını omuzlarıma bırak
Dertliyim, kahırlıyım, efkarlıyım
Ağır, çaresiz hüzünlerle geldim sana
Birlikte ömür boyu yaşayacağımız
Perişan gecelerle, günlerle geldim sana
Paramparça hayallerim, umutlarım
Ne kalmışsa içimde kırık dökük
Al, yeniden yarat beni, ayıkla arıt
Baksana, bütün ışıklarım sönük
Pelte pelte karanlığım koyu, zifir
Göklerin üstüme abandığı gecelerdeyim
Dinle,sana bir şarkı söyleyeceğim özlem dolu
Dinle, bütün çalgıların sustuğu yerdeyim
Oysaki sen aradığım, bulduğumsun benim
Oysaki bu en güzeli kavuşmaların
Bakma şimdi böyle kahırlı olduğuma
En mutlu şiirleri söyleyeceğim sana yarın
Yeter ki mahşere dek beni özle beni sev
Zamanların en ölümsüzünde yaşat beni
İşte geldim yanına alev ,alev dopdolu
Al dilediğin gibi yeniden yarat beni
Giden Gençliğe Gazel
Umudum, heyecanım bitmez pınardı bitti
Gençliğim deli dolu esen rüzgardı gitti
Neydi o sarhoşluklar? Dünyaya boş vermekler?
O bir başka mevsimdi, bir ilkbahardı gitti.
Tadı, rengi değişti birer birer her şeyin
En mutlu, en doyulmaz yaşantılardı gitti
Çektiler ellerini elimden sevgililer
Bir zaman bu gönülde kimler yaşardı? Gitti.
Hani hiç bitmeyecek sandığım
güzellikler?
Ne sevinçler, arzular ve neler vardı gitti.
Kalakaldım ortada böyle ben param
parça
Her gelen yüreğimden bir şey kopardı gitti.
Hey benim doymadığım deli fişek
gençliğim!
İçimde bir zamanlar bir kor yanardı bitti.......
Milyon Kere Ayten
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum
Şiirler yazıyorum Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li
İki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok Ayten'i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun
Son Liman
Çekilmez kahrımı çektin yıllar boyu
Benimle ağladın, benimle güldün
Kuru ekmeğimdi
Fakir yatağımdı
Bitmez çilemdi benimle paylaştığın
Nice günler dert ortağımdın benim
Omuzlarına dayayıp yorgun başımı
Az mı ağladım hıçkıra hıçkıra
Az mı sildin seven ellerinle gözyaşımı
Kimi gün dostum oldun en vefalı
Koşarak geldim sana
Teselliyi, umudu sende buldum
Doyulmaz aşımdın akşamları
Bardağımda su, soframda ekmektin
Ve her sabah anasıydın çocuklarımın
Kolların evimizin temeli
Saçların süpürgesiydi
Ben bu yere seninle vardım
Bu iyiliğin, güzelliğin son çizgisine
Kederleri sevinçleri seninle yaşadım
Seninle baktım bu çirkin dünyaya uzaktan
Sendin bütün fırtınalarda
Sığındığım o tek liman
Sonsuz karanlığımda tek ışıktın
Sönmeyen ateşimdin karlı dağlarda
Çölümde fışkıran bir pınardın serin
Ne zaman yitirsem bütün umutlarımı
Bana hayatın kapıların açardı ellerin
Sevenim benim, ak saçlım, küçük meleğim
Sen benim can yoldaşım olduğun kadar
Kadınımsın, anamsın, bacımsın
Ver öpeyim vefalı ellerini
Sen benim şerefimsin , inancımsın
Çok Geç !
Israrına kandım diyemezsin, çok geç.
Bir anda inandım diyemezsin, çok geç!
Kor nerde ki? Bir baksana küller soğumuş...
Ateş gibi yandım diyemezsin, çok geç!
Doldurulmaz yerin senin
Dostlar seni unutur mu?
Hiç sönmezdi nurun senin
Dostlar seni unutur mu?
Tertemiz bir özün vardı
Apaydınlık yüzün vardı
Söylenecek sözün vardı
Dostlar seni unutur mu?
Her gerçeği gören sendin
Aşk sırrına eren sendin
Gönüllere giren sendin
Dostlar seni unutur mu?
Çektin, yazdın ve söyledin
Verdin, almak istemedin
Sadık yarim toprak dedin
Dostlar seni unutur mu?
Hiç kimseyi incitmedin
Kalp kırmadın, kin gütmedin
Dostlarını unutmadın
Dostlar seni unutur mu?
Şiirde sağlam temeldin
İnsanlıkta en güzeldin
Biz bir ÜMİT, sen VEYSEL’din
Dostlar seni unutur mu?
|