Ak Düştü Saçlarına
Belki ak düştü saçlarına
Belki sevmekten yorgunsun
Sevgiden yoksun
Belki eski bir plakla
Maziye yanıyorsun
Haklısın
Hayat eskisi kadar avans vermiyor
Koşar adım yaşamaktan yorgunsun
Umutların gülmüyor artık yüzüne
Fallarda bile çıkmaz oldu mutluluk
Ömür geçip gidiyor mu ne!
Neresinden yakalasak hayatı, neresinden
Biliyorum
Sende artık boş verdin, bıraktın kendini
Hiç kimse anlamadı seni
Sevemedi olduğun gibi
Denize bırakılmış istiridyedeki inci tanesi
Ve anasından ayrılmış bir çocuk kadar yalnız sın
Oysa..! Ne umutların vardı senin, ne hayallerin
Kimselerin göremediği düşlerin vardı hani
Onları hangi zalim sevgilide bıraktın
Bak! Genç yaşında ak düştü saçlarına
Yorgunsun sevmekten, sevgiden yoksun
Hayli zaman oldu sesini duymayalı
Gizli gizli mektup yazmayalı çok oldu
Kapanmış bir telefonda kaldı yasakların
Ve sevinçlerin
Pişmanlığın zaman zaman
Yarım yamalak yaşanmışlığın
Her şeye rağmen sevmek güzeldi
Güzel di dalıp dalıp gitmek uzaklara
Umut etmek beklemek çok güzeldi
Hiç kimseye güvenmiyorsun artık
Kimseye dönemezsin sırtını
Oysa ne çok dostun vardı senin, ne çok arkadaşın
Gecelerce gezdiğin, sabahladığın
Çare aradığın dertlerine
Hani elli gram leblebiyle iki kişi bir büyüğü devirdiğiniz
Dostun vardı senin arkadaşın
Ve paran vardı paylaştığın
Şimdi gücüne gidiyor aranıp sorulmamak
Bir selam bile gönderenin yok
Hep yollarda gözlerin
Artık bekleme
Herkes yarı yolda koyup ta gitti seni
Çok geç anladın yalan olduğunu sevmelerin
Sevilmenin ise bir talan
Görmek istemedin sırtındaki hançeri
Koynundaki yılanı besledin
Kendini kandırdın hep
İhanetin yağmuruyla ıslandın
Kimse farketmesede erken yaşlandın
Şimdi uzaklarda hüzzam bir şarkıdır
Seni ağlatan yanlızlığın kıyısında
Ve eski fotoraflar
Yazık çok geç artık
Maziye bir bakıver
Neler neler bıraktın
Ak düştü saçlarına
Sevmekten yorgunsun
Sevgiden yoksun
Şimdi eski bir plakla
Geçmişe yanıyorsun
Kal Biraz Daha
Kaç mavi yasak yaşadık seninle, kaç deli gece...
Düşünse dolunay bile utanır,
Yıldızlar çıldırır, ağlar erguvanlar,
Ben seni işte öyle bir gecede sevdim, hesapsız.
Ve düşlerim...
Düşlerim sınırsızdı alabildiğine
Duygularım sabırsız.
Bir çocuk kadar günahsız.
Sahi sende sevebilir misin beni
Seni sevdiğim kadar,
Dokunabilir misin yüreğime?
Bak orada sen varsın.
Mutluluk nedir diye sorsalar
Sen derim alabildiğine yalnız sen,
Sesin, gözlerin, ellerin sonra,
Titreyen dudakların ve arzun çekingen
Sen benim her şeyimsin.
Sensiz neye benzer bu ay bu güneş
Çiçekler açar mı sen olmasan,
Martılar uçuşur mu çığlık çığlığa,
Sonra kim aydınlatır benim gecemi
Günümü kim paylaşır,
Kim sorar derdimi,
Ben neye sevinirim,
Kimle gülerim?
Kal biraz daha...
Beraber büyüttük sevinçlerimizi,
Beraber öğrendik yaşama direnmeyi
Sevmeyi beraber öğrendik.
Bak güneşler doğdu üzerimize
Yolumuza begonyalar serildi.
Ağlamak bu kadar kolay mıydı,
Ve güzel miydi gülmek kadar?
Herkese seni anlatmak istiyorum
Seni söylemek şiir şiir,
Her dizede sen olmalısın,
Adın olmalı çığlık çığlık...
İçimi ısıtan sen tam şuramda ılık ılık,
Sen olmalısın kıpır kıpır yüreğimde...
Sevdan olmalı deli dolu
Ve çılgınlığın, çılgınlığın olmalı.
Ben seni sevmeyi seviyorum
Ve seni özlemeyi.
Bu bir itiraftır...
Aşkın yoksa ben de yokum
Yetim düşlerimin kimsesizliği kuşatır benliğimi
Hüzünler yağar gecelerime,
Ben bir garip ben olurum,
Sığamam odalara, taş duvarlar üzerime üzerime gelir
Ruhum durmaz bedenimde,
Hücrelerim yaşamaz
Kurumuş dallara döner yüreğim, susuz çöllere...
Gece böyle bitemez, ben ölürüm,
Ölürüm gitme, kal biraz daha...
KAL BİRAZ DAHA...
Keşkleri Çıkardım
Hayatımdan
Keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil artık
bana göre değil pişmanlıklar
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
ben seni unuturum sevdiğim
ela gözlerini bir bardak rakıya gömerim
anıları içime
yıllar önce bir temmuz gecesinde
zamansız bir yağmur altında başlayan
o zamansız aşkımızı unuturum
ben seni unuturum sevdiğim
zaten hayat bir yalan.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
üzerimde eskiden kalma bir sevdanın yorgunluğu
yüreğimin kara kaplı defterinde
sararmış sayfaların arasında
bir adamın yıllar arkasında kalmış
suskunluğu var
ve küskünlüğü hayata
o ki kapanmış bir kapı umutlarıma
çaresizliğe bir geçit
durma hadi gözlerimden de çekip git
çek git gecelerimden
bir daha girme düşlerime
kanıma girme artık
yeter git.
kimseler bilmez geceden başka yine yalnızım
sokaklar dolusu insan içinde
bir ben bir ben yalnızım.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
ne fırtınalar kopar yine içimde
bu sevda yakar yüreğimi
yıkar derinden
susar içimdeki ağıtlar
geceler inadına susar
ben susarım.
an gelir
zamanlar dolusu ağlarım
ağlarım çocuk gibi
ihanet karası gecelerde
kıvrandırır bir sancı
kahpe bir kurşun gibi
arkadan vurur yalnızlık
sabahlara kadar ağlarım
ağlarım ölesiye.
neden içi karanlıktı bu kadar gecelerin
neden geceler umut taşımaz sabaha
ve neden ağlatır beni bu uzun yolculuklar
yeter artık yeter
buraya kadar
keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil
bana göre değil yerli yersiz ağlamak
madem ki bir kez yaşanıyor bu hayat
kılıcımı çektim kınından
kuşandım cesareti
ve bitirdim esareti
gömdüm denizlere.
keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil artık
anladım ki insan her an sevebilir
mevsimsiz açan bir çiçek gibi
dirilir yeniden
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
geleceksen bugün gel
yarın çok geç olabilir.
Seni Seviyorum
Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel
Her baharda gece gündüz her saniye
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Seviyorum seni diyebilmek ne güzel
Bir kere sevdaya tutulmayagör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir
Çünküsü yok nedeni yok sevmenin
Zamanı hiç yok, dakikalar zaman üstü
Utangaç bir gecenin kucağında
Yağmurlar vuruyor pencereme
Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
Aşkın ayak seslerinin duyuyorum yüreğimde
Ve hasretin içimde
Seni seviyorum
Sesinin duymak istiyorum uyumadan önce
Sabahlara kadar konuşmak
Hiç kapatmamak telefonu
Aynı düşlere uyumak sonra
Ve uyanmak aynı güneşe
Bir kere sevdaya tutulmayagör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir
Daha bir güzelleştim son günlerde
Gözlerimin içi parlıyor
Kabıma sığdıramıyorum aşkı
Gülmek geliyor içimden
Sokaklarda koşar adım yürümek
Tanıdık tanımadık herkese selam vermek
Merhaba ülkemin güzel insanları
Hepinize hepinize merhaba
Sizi de seviyorum
Yağmuru, denizi, kokusunu toprağın
Gökmavisinde güvercinleri, martıları
Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı
Bin dallılarıyla köy kızlarını
Ve elleri hamur kokan anaları
Hepsini sende seviyorum
Seni seviyorum
Bir kenara mahsun çekilen içim
Yemeden içmeden kesilen içim
Sensiz/yarsız uykuyu haram bilen için
Ayrılık ölümün diğer ismidir
Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı
Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime
Ve daha çok seviyorum limonlu çayı
Senin sevdiğin herşeyi seviyorum
Türkülerini memleketinin
Feneri ve kara kartalı senin için
Davamızı ve şiiri sende seviyorum
Seni seviyorum
İyi ki doğdun
İyi ki varsın
Doğum günün kutlu olsun
Seni çok seviyorum
Seni çok seviyorum
Yaşamaksa seni sevmek
Ben hiç ölmedim
Seni seviyorum
Yoksun
Üzerime devirip dağ gibi hüzünleri
böyle çekip gitmek var mıydı?
var mıydı böyle bitirmek?
hani söz vermiştik birbirimize
kaç zaman geçti aradan
sen yoksun
sana sığındığım geceler
alevleri gökyüzünde
bir kumsal ateşiydi günahları yaktığımız.
ve kan rengi şarapla yıkanmış
bir hasret şimdi göğsümüze taktığımız.
bilirim dönmeyeceksin artık
uzun zaman oldu
belki çoktan unuttun.
adın kaldı soğuk duvarlarında odamın
sigara paketlerinde şiirlerin
resimlerin bana gülen
cüzdanımda saç telin
bir veda o geceden aklımda kalan
kekremsi bir tat
bir med cezir yüreğimde
ben vurgun yemiş bir yaralı
gemiler bana taşır bütün aşk yorgunlarını
sen yoksun....
hayatımın ilkbaharında tanısaydım seni
yasak umutlara ve acılara inat
buruk bir şarap tadında olsaydı sevdamız
yıllandıkça güzelleşen
ve sen şiirler okusaydın geceleri
saçlarımı okşarken
ellerimi tutsaydın ansızın
yüreğim eriseydi gözlerinde
yansaydım ateşinden
sen ağlasaydın mutluluktan
ben ölseydim
yalnızca beni sevdiğini bilseydim.
seviyorum deseydin
bir kere söyleseydin
yanmazdım
yanmazdım böyle çekip gitmeseydin....
bir veda o geceden aklımda kalan
bir günah belki yasak
yanımda olsan şimdi hiç konuşmasak
ağlasak bin kere pişman olsak
sonra yine bozsak yeminleri
sarılsak sımsıkı
öylece kalsak...
gittin..
kim bilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine
ışığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni
körkütük aşkların ortasına düştün
yalanların pençesine
belki bir gün bir gece
dar bir vakitte belki
hiç beklemezken seni gelirsin diye
ben hala buradayım
sen yoksun
lanet olsun.
Zalim
Bu şiir sanadır iyi dinle...
Dinle ki,
Bana dair ne varsa
Ve ne varsa yalan yanlış yaşadığımız
Herşey ama herşey yüzleşecek bu mısralarda...
Bugün haber aldım senden
Defalarca çarpıp nefretin kapılarını
Sokaklara vurdum kendimi.
Serseri kaldırımlar ayağıma dolaştı,
Yalanlarla soğuttum yüreğimi
Kahrettim, kan kustum ama hep sustum
Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de,
Gizli gizli ağladım,
Sen ki celladı olmuştun hayallerimin
Umutlarımın katili...
Ve genç bir ömrün acımasız azraili
Her gece çalıp rüyalarımın kapısını
Beni dirhem dirhem öldürdün
Dünyayı dar edecektim sana
Önümde diz çöküp yalvaracaktın
Bensizliğin acısı oturduğunda içine
Yokluğum ilmek olup dolandığında boynuna
İpini çekecektim, olmadı yapamadım.
Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de, sana içtim
Şerefine değil, şerefsizliğine...
Ben seni mi sevmiştim?
Sabahlara kadar ağlayıp kuruttuğumda göz yaşlarımı
Kimse sormadı halimi, kimse acımadı.
Şarkılarla dertleştim birbaşıma...
Unuttum deyip kutladığımda sensizliği
Silmek için gözyaşlarımı aynaya her baktığımda
Gözlerimde seni buldum.
Başucuma resmini koydum,
Nasıl da acımasızdı bakışların
Nasıl da zalim,
Ben seni mi sevmiştim?
Kırık dökük bir bahar mı kalacaktı senden geriye
Ve ihanetin hiç dinmeyen sancısı...
Seni benden çalacaklar mıydı?
Bir kuş gibi uçup gidecek miydin yüreğimden,
Bir daha dönmeyecek miydin?
Hangi kahpe kurşunla bitti bu mavi sevda?
Ağlamak neyi değiştirir ki
Herşey bitti artık herşey bitti
Sen hayallerimin celladı,
Umutlarımın katili ve zavallı bir ömrün acımasız azraili,
Beynimdeki tek kurşunla vurdum kendimi,
Gelip alabilirsin emanetini...